ORTAĞININ ŞAHSİ BORCUNDAN Dolayı
Şirket Fesih ve Tasfiyesi İstenemez
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014 / 6624
KARAR NO. 2014 / 12965
KARAR TARİHİ. 8.7.2014
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2014 / 6624
KARAR NO. 2014 / 12965
KARAR TARİHİ. 8.7.2014
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.12.2013 tarih ve 2013 / 165 – 2013 / 485 Sayılı kararın Yargıtay ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirketin yetkilisi ve tek ortağı olan D. Y.’ın müvekkiline olan borçları sebebiyle müvekkilince başlatılan icra takiplerinin kesinleştiğini, davalı şirket ortağı D. Y. adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul bulunmadığını, borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının D. Y. hakkında mükerrer takipler yaptığını, tahsil ettiği paraları icra dosyasına yansıtmadığını, şirket ortağının sigortalı olarak çalıştığını, maaşından kesinti yapılabilmesi mümkünken şirketin feshinin istenemeyeceğini, D. Y.’ın açacağı menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, vadesinde ödenmeyen bonolar sebebiyle davacı şirket tarafından D. Y. aleyhine başlatılan icra takiplerin kesinleştiği, dava dışı takip borçlusu tarafından ödeme yapılmadığı, davacının talebi üzerine davalı şirketteki D. Y.’a ait payların haczedildiği, D. Y.’ın başkaca mal varlığına ulaşılamadığı için davacının alacağını tahsil etme imkanı kalmadığı, borçlu tarafından menfi tespit davası açılmadığı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesini isteme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited şirket ortağının şahsi borcu sebebiyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı limited şirketin tek ortağı olan dava dışı D. Y. hakkında başlattıkları icra takipleri neticesi pay haczi yaptırdıklarını, borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi isteminde bulunmuş, mahkemece de, icra takiplerinin kesinleştiği, borcun ödenmediği, D. Y.’a ait payların haczedildiği gerekçesiyle davanın kabulüyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Oysa ki, ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilme imkanını tanıyan mülga 6762 Sayılı T.T.K. nın 522. maddesi dava tarihi itibariyle yürürlükte değildir.
Ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 Sayılı T.T.K. nın 133. maddesi ” ( 1 ) Bir kişi şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir. ( 2 ) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kar veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan. senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 9.6.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara dair hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir. ” hükmünü haiz olup, adı geçen yasada limited şirket ortağının şahsi borçları sebebiyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmemiştir. Bu durumda, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı T.T.K. da ortağın payının kendisinin alacağı sebebiyle haczi fesih nedeni olarak düzenlenmediği halde yazılı şekilde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının D. Y. hakkında mükerrer takipler yaptığını, tahsil ettiği paraları icra dosyasına yansıtmadığını, şirket ortağının sigortalı olarak çalıştığını, maaşından kesinti yapılabilmesi mümkünken şirketin feshinin istenemeyeceğini, D. Y.’ın açacağı menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, vadesinde ödenmeyen bonolar sebebiyle davacı şirket tarafından D. Y. aleyhine başlatılan icra takiplerin kesinleştiği, dava dışı takip borçlusu tarafından ödeme yapılmadığı, davacının talebi üzerine davalı şirketteki D. Y.’a ait payların haczedildiği, D. Y.’ın başkaca mal varlığına ulaşılamadığı için davacının alacağını tahsil etme imkanı kalmadığı, borçlu tarafından menfi tespit davası açılmadığı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesini isteme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited şirket ortağının şahsi borcu sebebiyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı limited şirketin tek ortağı olan dava dışı D. Y. hakkında başlattıkları icra takipleri neticesi pay haczi yaptırdıklarını, borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi isteminde bulunmuş, mahkemece de, icra takiplerinin kesinleştiği, borcun ödenmediği, D. Y.’a ait payların haczedildiği gerekçesiyle davanın kabulüyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Oysa ki, ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilme imkanını tanıyan mülga 6762 Sayılı T.T.K. nın 522. maddesi dava tarihi itibariyle yürürlükte değildir.
Ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 Sayılı T.T.K. nın 133. maddesi ” ( 1 ) Bir kişi şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir. ( 2 ) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kar veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan. senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 9.6.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara dair hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir. ” hükmünü haiz olup, adı geçen yasada limited şirket ortağının şahsi borçları sebebiyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmemiştir. Bu durumda, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı T.T.K. da ortağın payının kendisinin alacağı sebebiyle haczi fesih nedeni olarak düzenlenmediği halde yazılı şekilde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.