Sanal dolandırıcılıktan Banka sorumlu mu ?

Yargıtay  Sanal  Dolandırıcılıktan  Bankayı Sorumlu  Tuttu   Mu  ?

T.C. Yargıtay  19. Hukuk  Dairesi’ nin  verdiği  bir  karar, yazılı  ve  görsel  medyada , sanal dolandırıcılıktan bankanın sorumlu olduğu ve bu tür olaylarda müşterilerin sorumlu tutulamayacağına hükmettiği şeklinde verildi.

Haberi okuduğumda gerçekten hiçbir şey anlamadım. Haberde kredi kartı ile 34 kez sanal ortamda harcama yapıldığı, işlemlerin 3D Secure  yöntemi ile gerçekleştiği , kart sahibinin bankaya işlemlerin bilgisi dışında yapıldığına yönelik itirazının banka tarafından red edildiği, bu nedenle kart sahibinin banka tarafından bu işlemler karşılığında kendisine borç geçilen tutara karşı dava açtığı, dava sonucunda yerel mahkemenin bankayla kart sahibine ortak sorumluluk yükleyen kararını Yargıtay’ın bozduğu ve gerekçe olarak da internet bankacılığı yoluyla 3. kişiler tarafından sahte şifre oluşturularak yapılan harcamalardan kart sahibi sorumlu tutulamaz diyerek bütün sorumluluğun bankaya ait olduğuna karar verildiği yazıyordu.

Kredi kartı, sanal ortam, internet siteleri, internet bankacılığı, 3D Secure  ne ararsan vardı haberde. Dedim ki haberi yapanlar Yargıtay kararını kesin yanlış yorumladılar, o yüzden direkt karara ulaşıp bir bakayım.  Yargıtay  19. Hukuk  Dairesi  2015 / 6084  esas no’ lu,  2015 / 16582  karar  sayılı karara ulaştım  ve  okudum. Haberde  yazılan  ile  karar  metni  aynıydı. Tabi  bilirkişi  raporunu  göremediğim için başka bir detaya ulaşamadım. Bu nedenle paylaşacağım görüşler, sadece yukarıda ve haberde yer alan bilgilere dayanacaktır.

Kartın fiziki  olarak  ibraz  edilmesinin  mümkün  olmadığı  mesafeli  işlemlerde  ( mail  order, telefon order, elektronik  ticaret )  “ Kart  numarası ” ,  ”  Kartın  Vadesi ” , ”  Güvenlik  Kodu ” ‘ nun  çeşitli şekillerde  öğrenilmesi  veya  ele  geçirilmesi  ile  bu  bilgilerle  mal  ve  hizmet  satın  alınabilmesi dolandırıcılığa  ve suistimale açık  bir  kullanım  şekli  olduğundan, hem  Kartlı  Ödeme  Sistemleri kuralları  gereği  hem de  5464  sayılı  Banka  Kartları  ve  Kredi  Kartları  Kanununa  göre  mal  ve hizmet  alımlarındaki  zararlardan  kart  sahipleri  sorumlu  tutulamazlar.

5464  Sayılı  Banka  Kartları  ve  Kredi  Kartları  Kanununda  Mesafeli  İşlemler

  • Kart Kullanımına  İlişkin  Yükümlülükler  başlıklı  15  inci  maddesiyle ; …. bu  kanunun  20. inci  maddesi  uyarınca  harcama  belgesi  düzenlenmeksizin  çeşitli  iletişim  araçları  yoluyla  veya sipariş  formu  vasıtasıyla  yapılan  mal  ve  hizmet  alımlarındaki  hukuka  aykırı  kullanımlardan kaynaklanan  zararlardan  kart  hamilleri  sorumlu
  • İspat Yükü  başlıklı  32  inci  maddesiyle  ; … ..  kart  numarası  bildirmek  suretiyle üye işyerinden  telefon, elektronik  ortam, sipariş  formu  veya  diğer  iletişim  araçları  yoluyla  yapılan işlemlerden  doğacak  anlaşmazlıklarda  ispat  yükü  işyerine

Bu  durumda  sanal  ortamda  bilgisi  ve  onayı  dışında  kartından  34  kez  işlem  yapılan  kart  sahibi bankasına  itiraz  ettiğinde,  banka  neden  itirazını  olumsuz  olarak  yanıtladı  sorusu  akla  gelebilir. Dava  konusundan  anladığımız,  işlemler  3D Secure  olarak  gerçekleştiği  için,  banka  itiraz  talebini olumsuz  yanıtladı. Çünkü  3D Secure  sisteminde,  kart  sahibi,  şifresi  ile  işlemin  kendisi  tarafından yapıldığını  doğrularken,  kartın  ve  kart  sahibinin  aynı  yerde  olduğu  belgelenmiş  olmaktadır.  Bu nedenle  Kartlı  Ödeme  Sistemleri  Kuralları  gereğince,  3D  Secure  olarak  gerçekleşen  işlemler için, kart  sahibi  işlemin  kendisine  ait  olmadığı  veya  bilgisi  onayı  dışında  yapıldığı  ( fraud ) nedenli  itirazda  bulunamaz ;  bulunsa  da  itiraz,  kart  bankası  tarafından  reddedilir.

Davanın içeriğine göre bankada itirazı red etmiş. Peki  bu  durumda, yerel  mahkeme  banka  ile  kart sahibine  neden  ortak  sorumluluk  yüklemiş  olabilir  ?  Tamamen  fikir  üreteceğim, somut  olarak yerel  mahkemenin  verdiği  kararı  bilmiyorum.

Mahkemelerde  bankaların  kusurlu  olduğuna  hükmedilirken  genellikle  şöyle  bir  mantıkla  konuya yaklaşılıyor. Hafif  kusurundan  bile  sorumlu  bir  banka  olarak  sen  şayet  piyasadaki  x  bankası  gibi  tedbirler  alsaydın,  bu  zarar  meydana  gelmezdi ;  dolayısıyla  banka  olarak  sorumluluğunu gereğince  yerine  getirmediğin  için  oluşan  bu  zararın  ( genellikle )  % 50’ sini  ödemen  gerekir. Buradan  yola  çıkarsak,  bankaların  güvenlik  birimleri  7 / 24  banka  üzerinden  gerçekleşen  her türlü  finansal  işlemi  belli  kriterler  ve  filtreler  ile  izleyerek  takip  eder,  riskli  olarak  tespit  edilen işlemler  için  müşterilerini  arayarak  işlem  Teyidi  talep  ederler. Eğer  müşteri  işlemi  teyit  etmezse, işlem  kart  ile  yapıldı  ise  kartı  kapatırlar,  internet  / mobil  şube  kanalı  ile  hesap bilgileri üzerinden izinsiz  bir  işlem  tespit  edildi  ise  şifreleri  ve  hesapları  bloke  ederler. Bu dava konusunda da, aynı kart  ile  aynı  iş yerinden  34  defa  aynı  tutar  ile  işlem  yapıldığında,  bankanın  güvenlik  filtrelerine işlemin  takılması  gerekirdi. Ve  bankanın  işlemleri  sorgulayarak, kart  sahibine  ulaşmaya  çalışarak teyit  alması  gerekirdi. Bu  durum  göz  önüne  alınmış  ve  bankanın  kusuru  olarak  değerlendirilmiş olabilir.

Bankacılık  Düzenleme  ve  Denetleme  Kurumunun, 4  Aralık  2013  tarihli  28841  sayılı tebliğinde ;  5  maddenin  3.  fıkrasına   göre ;  Banka,  kendi  alanına  giren  konularda  sahtecilik ve  dolandırıcılık  olaylarını  önleyici  çalışmalar  yapmak,  güvenlik  önlemleri  saptamak,  ilgili  taraflar arasında  gerekli  bilgi  paylaşımının  sağlandığından  emin  olacak  şekilde  mekanizmalar  kurmak ve sağlanan  bilgi  paylaşımının  etkinliğini  takip  etmekle  yükümlüdür. Tebliğe  buradan  ulaşabilirsiniz.

Öte yandan, şayet  banka müşterisi de  kullanıcı  adı / parola / şifrenin  başkalarının  eline geçmesinde kusurlu / özensiz  hareket  etmişse  zararın  oluşmasında  elbette  müşterinin  kusuru da  söz  konusu edilmeli  ve  somut  olayda  zararın  ortaya  çıkmasına  neden  olan  kusur  esaslarına  göre  hareket edilerek  sorumluluk  paylaştırılmış  olabilir.

Şimdi  gelelim, Yargıtay’ ın  verdiği  karara ;

 Davacının  kişisel  bilgilerini  koruyamadığı, bu  konudaki  özen  yükümlülüğünü  ihmal  ettiği  sabit olmadığı  sürece  davacı  müşteri  internet  bankacılığı  yoluyla  3.  Kişiler  tarafından  sahte  şifre oluşturmak  suretiyle  yapılan  harcamalardan  dolayı  sorumlu  tutulamaz. Mahkemece  bu  yönler gözetilerek  bir  karar  verilmesi  gerekirken  davacının da  kusurlu  bulunduğu  kabul  edilerek  yazılı şekilde  hüküm  kurulmasında  isabet  görülmemiştir.

Bu karar metni ile, kredi  kartı  ile  bir  internet  sitesinde  sanal  ortamda  3D Secure  olarak  34  defa işlem  yapılmasından, internet  bankacılığı  yoluyla  3.  kişiler  tarafından  sahte  şifre  oluşturulmasına geldik. Burada nasıl  bir  bağlantı  olabilir  ?

3D Secure  sürecinde  bankadan  cep  telefonuna  gelen  şifre, OTP  ( tek  kullanımlık  şifre )  olarak adlandırılan  işlemlerin  doğrulanması  için  tek  seferlik  kullanım  amacıyla  üretilen  ve  gönderilen şifredir. Karar  metninde  geçen,  internet  bankacılığı  yoluyla  3. kişiler  tarafından  sahte  şifre oluşturulması  ile  örtüşmüyor.

Bu  nedenle  Yargıtay’ ın  verdiği  kararı  esas  olarak  yola  çıkarsak ;  bana  sadece  aşağıdaki senaryo  mantıklı  geliyor. Davacının  kişisel  bilgileri, kimlik  bilgileri  ele  geçiriliyor, davacı  adına internet  bankacılığı  şifresi  oluşturuluyor  ve  sanal  kart  yaratılıyor. Sanal  karttan  3D Secure  olarak işlemler  yapılıyor. Ancak  böyle  bir  senaryoda,  kredi  kartı,  internet  bankacılığı, 3D Secure,  sanal ortam  ve  internet  sitesini  bir  araya getirebiliyorum.

Eğer  davanın  konusunun  içinde  internet  bankacılığı  varsa,  internet  bankacılığından  yararlanmak  isteyen  banka  müşterisi,  bankası  ile  yapacağı  anlaşma  sonucu,  ek  bir  hizmet olarak  internet  bankacılığı  hizmetini  talep  edebilir. Yapılan  sözleşme  ile  internet  bankacılığına izin  verilmiş  müşteri, bankanın  web  sitesi  üzerinden  gerekli  şartları  gerçekleştirmek  şartıyla internet  bankacılığından  yararlanabilir.  Eğer  3.  Kişiler  tarafından, davacının  kişisel  bilgileri çalınarak  bilgisi  dışında  internet  bankacılığı  başvurusu  yapılıp, internet  bankacılığı  şifresi oluşturulma  durumu  varsa, bankaya  yapılan  sahte  başvurunun  tespit  edilememesi  olarak değerlendirilir. Ve  tüm  sorumluluk  bankaya  aittir.

Bunun  dışında  eğer  banka  müşterisinin  internet  bankacılığı  şifresinin  veya  parolasının  3.  kişiler  ile  paylaşması  veya  internet  bankacılığını  kullandığı  bilgisayarın  güvenlik  zaafı  nedeniyle  bilgisayar  korsanları  tarafından  şifresinin  ele  geçirilme  durumu  varsa, kendi  görüşüme göre  banka  sorumlu  tutulamaz. Banka  kendi  sisteminin  güvenliğini  sağlamanın  yanında, banka müşterisinin  bilgisayarının da  güvenliği  sağlamakla  sorumlu  tutulamaz. Bu  nedenle,  internete bağlanan  herkes  bilgisayarının  güvenliğinden  kendisi  sorumludur. Bu  güvenliği  sağlayamayan  ve mağdur  olanlar  suçu  bankada  arayamazlar.

Sonuç  olarak, yukarıda  açıklamaya  çalıştığım  gibi, bu  karar  üzerinden  sanal  dolandırıcılıktan banka  sorumlu  tutuldu  denemez.  Çünkü  davanın  konusu  ve  Yargıtay’ ın  kararı  hakkında detayları  bilmiyoruz. Bu  haberde  yer  alan  bilgilerle  bu  karara  varılamaz. Benim  kanaatim  şu yönde ;  güvenlik  altyapısı  en  yüksek  kurumlar  bile  bazı  tür  siber  saldırılara  karşı  çaresiz kalabiliyor.  Bu  nedenle,  gerek  kart  ile  gerekse  internet /  mobil  bankacılığı  üzerinden  yapılan dolandırıcılık  vakalarında,  banka  müşterilerinin  kusurlu / özensiz  hareket  etmesinden  doğan  kusur mu var ya da  bankanın  güvenlik  sistemi  zaaflardan mı  kaynaklı  kusur  var  yoksa  hem bankanın  hem  banka  müşterisinin  ortak  kusuru  mu var,   vakaya  göre  değişiklik  gösterir.  Her vakanın  kendi  içinde  ayrı  olarak  değerlendirilmesi  gerekir.

Fraud  and  Charge Back  Uzmanı – İ.Kudret  ELÇİBOĞA‘ dan   Uzmangörüş.com  tarafından   alınan  özel  izinle  bu  makaleyi  yayınlamaktadır.  Bu  makale  5846  sayılı  Fikir ve Sanat  Eserleri  Yasası  kapsamında  korunmaktadır.

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.