TÜKETİCİ KREDİLERİ
Tüketici kredisi, 4077 sayılı Kanunun 10.maddesinde “tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredi” olarak, 6052 SAYILI KANUNun 22.maddesinde ise“kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeler” olarak tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere, 6502 sayılı Kanunda tüketici kredilerinin tanımı genişletilmiş, sadece bir mal veya hizmet edinmek amacıyla nakit olarak kredi kullanılması hali değil, benzer finansman metotları da tüketici kredisi tanımı kapsamına alınmıştır. Örneğin, kredili mevduat (ek hesap) uygulaması bugüne kadar Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına dahil değildi.[6] Ancak bu üründe banka tüketiciye faiz karşılığında borcun ertelenmesi imkanı sunduğundan, bu tür durumlarda artık ortada bir tüketici kredisi sözleşmesinin bulunduğu kabul edilecek ve bu nedenle Kanun kapsamına dahil olacaktır.[7] Aynı şekilde, bankanın mevcut bir borcu faiz karşılığında yeniden yapılandırdığı hallerde de yine ortada bir tüketici kredisi sözleşmesinin varlığından söz edilmelidir. Öte yandan, Kanun’un 28.maddesinin gerekçesinde, vadenin geldiği aşamada yapılan faiz karşılığı borcun ertelenmesi imkanı sunan anlaşmaların da bu kapsamda olacağı belirtilmiştir. Buna karşılık, zaten gecikmeye/temerrüde düşmüş ve dolayısıyla gecikme faizi/temerrüt faizine maruz kalmış olan bir tüketici ile borcun tasfiyesine yönelik anlaşma yapılması, tasfiye süresi içerisinde faiz işlemeye devam edecek olsa dahi tüketici kredisi olarak kabul edilmemelidir.
6502 sayılı Kanunun tüketici kredilerinin kapsamı bakımından getirdiği yeniliklerden bir diğeri de, kredi kartlarının bazı durumlarda tüketici kredisi olarak kabul edilmesidir. Kanun’un 28.maddesinin ikinci fıkrasında, “Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sağlanması hâlinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir” denilerek kredi kartı işlemlerinin de bazı durumlarda tüketici kredisi olarak kabul edileceği belirtilmiş ve böylelikle tüketici kredilerinin kapsamı daha da genişletilmiştir. Bununla birlikte, bu düzenleme uygulamada çeşitli tereddütlere neden olabilecektir. Her şeyden önce belirtmek isteriz ki, kredi kartının faizsiz olarak taksitlendirme imkanı sunduğu tüm durumlarda veya son ekstre borcunun tamamının ödendiği hallerde ortada bir tüketici kredisi sözleşmesi bulunduğundan söz edilemez. Zira, bu tür durumlarda faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında borcun ertelenmesi durumu söz konusu değildir.
Bir kredi kartı işleminin tüketici kredisi olarak kabul edilebilmesi için 6502 sayılı Kanunun 22/2 maddesinde belirtildiği üzere, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sağlanması halinin mevcut olması gerekmektedir. Bu duruma en tipik örnek, bir kredi kartı harcamasından sonra tüketiciye kısa mesaj olarak gelen “……..TL.lık alışverişinizi aylık %…faiz ile ……. ayda ödeyebilirsiniz” şeklindeki banka uygulamalarıdır. Asgari ödeme tutarlarının kabul edilmesi suretiyle ekstre borcunun 3 aydan daha fazla bir süre ile ertelenmesi hali de bir diğer örnektir. Bu tür durumlarda, faiz karşılığında mevcut bir borcun 3 aydan daha uzun sure ile ertelenmesi söz konusu olduğundan, işlem bir kredi kartı işlemi dahi olsa ortada artık bir tüketici kredisinin bulunduğundan söz edilecek ve tüketici kredisi sözleşmelerine ilişkin düzenlemelere tabi olacaktır.
Kredi kartından nakit avans kullanılması halinin tüketici kredisi olarak kabul edilip edilmeyeceği uygulamada tereddüt uyandıracak bir diğer husustur. Kredi kartından nakit kullanılması, faiz karşılığında son ödeme tarihine kadar borcun ertelenmesi imkanı sağladığından, 22/2 maddesi çerçevesinde bir tüketici kredisi olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılabilir. Ancak, kredi kartının hangi hallerde tüketici kredisi sayılacağı aynı maddenin ikinci fıkrasında özel olarak düzenlendiğinden ve nakit avans işlemi de bir kredi kartı işlemi olduğundan, sadece faiz karşılığı ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelendiği veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sunulduğu durumlarda nakit avans işleminin tüketici kredisi olarak kabul edilmesi gerektiği de ileri sürülebilir.
IV.SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
4077 sayılı Kanunda sadece konut finansmanı sözleşmeleri için tüketiciye önceden sözleşme öncesi bilgilendirme formu verilmesi zorunluluğu bulunuyorken (m.10/B), 6502 sayılı Kanun ile tüketici kredisi sözleşmeleri bakımından da tüketiciye önceden sözleşme öncesi bilgi formu verme zorunluluğu getirilmiştir. Buna göre banka, sözleşmenin kurulmasından makul bir sure önce sözleşmenin koşulları konusunda sözleşme öncesi bilgi formu düzenleyip tüketiciye vermek zorundadır. (m.23) Formun içeriğinin ne olacağı çıkarılacak olan yönetmelikle belirlenecektir. (31/4)
Tüketici kredisi sözleşmeleri için getirilen sözleşme öncesi bilgi formu düzenleme zorunluluğu hiç kuskusuz faiz karşılığı ödemenin ertelendiği tüm durumlar (örneğin kredili mevduat hesapları) ve Kanun’un 22/2 maddesinde belirtilen uygulama kapsamında kredi kartları için de geçerli olacaktır. Zira, yukarıda belirtildiği üzere bu tür uygulamalar da artık bir tüketici kredisi sözleşmesi olarak kabul edilmektedir.